Aldatma Psikolojisi Baş etme yöntemleri

0
32275
Konu analizine geçmeden önce bir fıkrayı paylaşmak istiyorum. Uluslararası ölçekte bir kadın araştırması yapan sosyolog, dünyanın çeşitli ülkelerinde kadınlara bir soru sormuş. Kocanızı başka bir kadınla yakalarsanız ne yaparsınız? Soruya ülkelere göre verilen yanıtlar ise Şöyle olmuş: İsveçli: Neyimi beğenmediğini sorarım. Rus: Evi terk ederim. Fransız: Sesimi çıkarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim. İtalyan: Kadını vururum. İspanyol: Kocamı vururum. Yunan: Her ikisini de vururum. Türk: Benim kocam yapmaz! Aldatma Nedir? Genel Olarak Hangi İnsanlarda Görülür?
Aldatma konusu, yüzyıllar boyu toplumlarda hep ateşini korudu. Bazı toplumlar aldatmayı meşrulaştırmak için şekil değiştirdiler, bazıları ise direkt yasakladı.
Peki, ne oldu da son zamanlarda bu kadar gündeme oturdu, bu kadar çok duymaya başladık. Aslında her ne kadar toplumda gizli kalmış gibi görünse de “aldatma” kelimesini, kadının iş hayatına girmesi, güç kazanması, erkeğin karşı cinse ulaşabilmesinin kolaylaşması ,kadının erkeğe karşı çıkma gücünü bulması,erkeğin hormonal kotrolünü azaltması,toplumun sadece kadının aldatması ile ilgilenmesi gibi nedenlerden dolayı artışlar kaçınılmaz oldu.
Bunun yanında,ilişkinin sıradanlaşması, ilkişkilere verilen değerlerin azalması, ilişki alanının insanların egolarını tatmin etme alanına dönüşmesi nedeniyle aldatmalarda da artış oldu.
İnsanların sorun çözm becerilerinin yetersizliği, bozulan birşeyi tamir etmek yerine yenisini almak ya da başkasıyla gidermesi, toplum yapısının erkek egemen olması ve erkeğe çok eşlilik hakkı vermesinden kaynaklanan sosyal nedenler aldatmayı meşru kıldığı kadar arttırdı.
Esasen ülkemizde aldatmanın artışının nedeni tanımlama sorunudur. Bir kargaşa yaşıyoruz. Bizim en çok cevapladığımız soru, yaşanılan şeyin aldatma olup olmadığıdır. O nedenle aldatmanın sınırlarının çizilmesi gerekir. Aldatma bir bağlanma sorunudur. Özellikle narsist tepkiler gösteren insanlarda fazla görülür. Kendini daha yüksek gören, eşinden üstün olduğunu düşünen veya çevresindekiler tarafından böyle olduğu gözlemlenen, toplumda öyle yorumlar alan kişiler aldatmaya daha yakın görürler kendini.
Aldatma bir bağlanma sorunudur. Bağımlı kişilerde de fazla görülür. İlişkideki sorunları çözemeyen, ayn zamanda da kopamayanlar, bir yandan sorunlardan dolayı aldatmaya sürüklenirken, diğer yandan da özgüven ve yalnız kalma kaygılarından dolayı da ilişki veya evliliğini bitirememektedirler.
Kişi aldatıldığında adını koymak, nedenlerini bilmek, sorunu çözmek ister. Aldatmak mı-sadakatsizlik mi? “Bir kereden bir şey olmaz”, “duygusal olmadığı sürece sorun yok”, “görüşebilir ama önemli olan sevmesin”, “konuşsun ama dokunmasın” vs. gibi çok çeşitli yorumlar ve açıklamalar duyuyorsunuz. Esas sorun kişinin yaşadığı durumu nasıl algıladığıdır. Araştırmalarımda ortak bir tanım olmadığını gördüm. Benim kişisel aldatma tanımımsa şöyle; fiziksel ve duygusal anlamda partneri dışındaki biriyle gerek yaşam ve gerek etkinlik olarak yapılan tüm özel paylaşımlara aldatma denir. burada önemli olan paylaşımın özel olup olmadığıdır. Aldatmanın tam olarak tanımlanamaması, aldatmanın ve aldatılmanın çok değişik şekillerde algılanmasıyla ilgilidir. Algılamalardaki bu çeşitlilik aldatma çeşitlerini ortaya çıkarır.
Sanal Aldatma:
Son 10 yılda patlama gösteren aldatma çeşididir. Sanal cinsellik, sanal duygusallık birer aldatmadır. Sonuçta hayatınızda biri var ve siz başkası ile özel paylaşımlarda bulunuyor iseniz bu aldatmaya girer. Sanal yaşam, ortam itibariyle sanal, yaşattığı ve hissettirdikleri ile ise reeldir. Sanal aldatmanın artışının temelinde de sınırlar ve tanım sorunu halen mevcuttur.
Duygusal Aldatma:
Bu tip aldatmalar ağırlıklı olarak çatışma içindeki bireyin psikolojisini yansıtır. Yani kafasında oturtamadığı, ortamın uygun olmadığı, karar almak yerine heyecanı yaşamak amaçlıdır. Uzaklık (uzaklığın verdiği güven), merak, ilişkisindeki mutsuzluk, hayranlık, heyecan arayışı gibi etmenler duygusal aldatmayı doğurur. Ağırlıklı olarak kadınlarda görülür. Kendi ilişkisindeki boşluğu, yanlış evliliğinin eksikliğini, kendilik değerini bu tip bir ilişki şekliyle doldurmaktır.
Cinsel Aldatma:
Aslında kişi eşiyle her türlü cinselliği üst düzeyde yaşasa bile cinsel aldatma olabilir. Peki neden? Toplumumuzda bir kadını elde etmek erkek için her zaman bir güç ve kendini kanıtlamak olarak algılanmıştır. Özellikle en güzeli, en zoru elde etmek erkeğin prestij göstergesidir. Hepsi için iddia edilmese de ilişkilere bu şekilde bakılan ortamlarda büyüyen bir Türk erkeği ister istemez (biyolojik yapı hariç) her zaman aldatmaya yatkınlık gösterir.
Flörtözlük:
Adı konulmamış, şeklen sosyal ilişki gibi görünse de adını koyulmayan,karşılıklı beğeni ve ilgiye dayalı ilişki şeklidir. Hem beğenilmek, hem de beğenmek bu tip iletişim-ilişkilerin motivasyonudur.buradan bir ilişki çıkıp çıkmayacağı bilinmese de risk faktörü mevcuttur. Flörtöz yaklaşımlar, insanları motive eder, rahatlık ve özgürlük sağlar. Bir yandan hiç Bir şey yoktur. Bir yandan da karşılıklı beğeni vardır. Paylaşımlar, sözel veya davranışsal olarak somut olmadığı sürece aldatmadan sayamayız.
İnsanlar Neden Aldatırlar?
Koz Erkek psikolojisi, hormonal yapısı gereği cinselliği ilişkide temel dinamik olarak görür. Bize gelen danışanlarımızda ve ailelerimizde de gördüğümüz kadarıyla erkeklerin en çok şikayetçi oldukları nokta cinselliktir. Erkeğin aldatmasının altında yatan nedenlerden biri, eşinin cinselliği bir silah ya da koz olarak kullanmasıdır. Erkek cinsellik için boyun eğmemek ayrıca kendini muhtaç hissetmemek için aldatma girişiminde bulunur. Aynı şekilde, kadın da erkeğin ilgi ve sevgisini kazanabilmek için aldatma girişimde bulunabilir. Cinselliğin koz olarak kulanılması, yüksek kırılmışlık ve gizli öfkenin göstergesidir. Eğer cinsellik eşlerden biri tarafından koz olarak kullanılırsa, diğer taraf mahrum kalma ve dışlanma duygusu ile aldatmayı hak olarak görür. Hem hak olarak görür hem de mahrumiyetin cezası olarak algılar.
Kompleksler Kişi her yaşta güçlü olmak ve beğenilmek ister. Böyle durumlarda iyi hissetmek için aldatma yoluna başvurabilir. Özellikle kendinden küçükler ile bu olayı gerçekleştirmeleri hala işe yaradıklarını görmeleri bakımından kişileri daha mutlu eder. Kadınlar ve erkeklerde menopoz-antropoz dönemine yakın yaşlarda genç partnerler ile aldatma yaşanır. Yaşlılığı kabul etmek istemeyen, kendini kanıtlamak, özgüven kazanmak isteyen erkek ve kadınlarda sık rastlanılan bir durumdur. Magazin basınında çok sık görüyoruz; ileri yaşlardaki erkek ya da kadınların genç sevgilileriyle boy göstermeleri, yaşlarını görmezden gelmek ve hala beğeniliyor olduğunu göstermek için yapılan bir davranıştır. Aynı zamanda hayatın anlamsızlığına ve ölüm korkusuna bir meydan okumaktır bu tip aldatmalar.
Psikolojik Nedenler İnsanların sosyal anlamda temel ihtiyaçları kabul edilmek, beğenilmek, onaylanmak, güvenmek ve sevilmektir. Kişi kendini mutsuz, önemsiz, değersiz hissettiğinde bu temel ihtiyaçlarını giderebilmek için çareler arar, başka birilerinin kendisine değer vermesi, onu mutlu eder. Özellikle depresyonda olan erkek ve kadınların hem riskli davranışları hem de kendini değerli hissetmeleri aldatmaya sürükletir.
Hem değer görmek hem de halen ilgi çektiğini görmek depresyonda olanlarda olumlu etki yapmaktadır. (Bir nevi antidepresan etkisi.)
Erkekler, kadınların hamilelik, doğum sonrası ve depresyon durumlarında, beklediği ilgi ve cinselliği göremediğinden aldatma kayabilir.
Aldatan kişi yakalanmadığı sürece davranışa devam eder, sonuçlarını hep düşünür aslında; ama içsel çatışmayı da aşamaz. Genelde aldatma sonrası vicdani rahatsızlık oluşur. Akabinde de suçluluk duygusu ortaya çıkar. Bazen kişi kendini daha iyi hissetmek için eşinin/sevgilisinin hatalarını arar. Sanki bedelini ödetmiş düşüncesiyle o hata yaptıkça kişi kendisini daha iyi hisseder. Aldatmalarda kişi aldatmanın nedenini kendisi dışında başka nedenlere dayandırdıkça kendisini daha iyi hissedeceği için, devamlı eşinin veya partnerinin hatalarını görmek ister. Aksi takdirde eşinin mükemmel olması, aldatanın vicdani rahatsızlığını daha da arttırır. Aldatan kişi, eşi kendisine iyi davrandıkça kendini daha kötü hissedebilir. Bu durumda da ayrılmayı huzursuzluktan dolayı daha fazla isteyebilir
ilişkisel (evlilik) Nedenleri
Evlilikte yaşanan sorunlar ve eşlerin ilişki içindeki hareketleri de aldatmaya sürükleyen nedenlerden bazılarını oluşturur. Bunlardan bazıları aşağıdadır.
  • kontrol etmek ve tahakküm altına almaya çalışmak
  • ilgisiz ve sorumsuz eş
  • cinsel tepkiler ve reddediliş
  • devamlı alttan alma, pasiflik.
  • Bağımlı veya narsist kişilikli eşlerin varlığı
  • sevmeden evlenmek,sadece sahip olunan nitelikler için ilişki yaşamak ( para, kariyer,şekil,statü vs)
  • otorite savaşları
  • bencil eş
  • eşlerin çoçuktan sonra rol kaybı.( eş olmayı unutup sadece anne veya baba olmak)
  • yüksek beklentiler ve hayal kırıklıkları
  • psikolojik sorunlar ve kişilik yapıları
  • aldatan-aldatılan anne baba ile büyümek-tanık olmak
Aldatılan Kişi Neler Yaşar ?
Aldatılan kişi, kendini yetersiz, beğenilmeyen, ilgi çekmeyen biri olarak görür. Bunun sonucunda haksızlığa uğradığını düşünen, öfkeli ve partnerine dokunmak istemeyen bir eş ortaya çıkar. Aldatılan kişilerde “keşke”ler çoktur. İlişkisinde harcanan emek, zaman, yaptığı fedakarlıklar, gösterdiği sadakat vb. tümü zihninden film şeridi gibi geçer. Aynı zamanda kişi aldatanı aldatma girişiminde de bulunur, asıl amaç aldatmak değil, intikamdır. Aldatmalarda tek neden kişinin eşiyle yaşadığı ilişkisinde cinsel ve duygusal anlamda doyuma ulaşmaması değildir. Çocukluğundan itibaren değersizlik duygusu içinde büyüyen biri uygun ortamda bu duygusunu tatmin etmek için aldatabilir. Bazen kişi bir anlık heyecan için de bunu yapabilir. Aldatan insanlar aslında kötü insandır diyemeyiz. Bunu bir suç olarak değil sapma olarak görmek daha doğru olur. Yaşanan bir aldatma olayının aldatma olup olmadığı dışarıdan yapılan gözlemle değerlendirilemez. Aldatılanın hissettiği rahatsızlık duygusuyla paraleldir; siz ne kadar çok rahatsız iseniz, o olay o kadar çok aldatmadır.
Kabulleniş: Bazı durumlarda aldatılan kişi sonuçlarını ve ağır psikolojik etkilerini kaldıramayacağını düşünerek durumu görmezden gelir ya da reddeder. Bu durum ileriki yıllarda aldatılan tarafından ısıtılıp ısıtılıp tekrar gündeme getirilir. Yani yeri ve zamanında verilmeyen bir tepki, büyüyerek ve psikolojik rahatsızlıklara yol açarak gösterir kendini. Mesela yapılan araştırmalarda, aldatılmanın temel bir depresyon nedeni olduğu tespit edilmiştir. Böyle durumlarda uzmandan destek almak gerekir.
Evli kişiler,, genelde evliliğini riske sokmayacak, kendisinden çok şey beklemeyecek birini arar. Gerek kadın gerekse erkeklerde bu kaçınılmazdır. Bir yandan kendisini ve geleceğini garantiye alan evliliğini koruma, bir yandan da şu anı mutlu yaşama isteği ağır basar. Aslında yapılması gereken, mutluluğu dışarıda aramak ve sonu olmayan anlık zevkler yerine, evliliğini iyileştirmektir.
Taraflardan birinin sosyo-ekonomik düzeyinin yükselmesi de aldatmayı doğurabilir. Eşlerden biri kendini ulaşılmaz gördüğünde diğer eş bunu aldatma ile aşmak isteyebilir. Aynı zamanda ona olan öfkesini bu şekilde ifade eder.
Aldatılan kişilerin yaşadıkları acıları bazı yazarlar, anne-babayı kaybetme üzüntüsü ile eşleştirmişlerdir. Hayatın film şeridi gibi gözünüzün önünde geçmesidir. Aldatılan kişinin sadece rahatlatılması değil, durumu analiz edip doğru yorumlaması için uzman desteği alması şarttır.
Aldatılan kişi düşünce ve duyguları
değersizlik
pişmanlık
suçluluk
umutsuzluk
öfke
güçsüzlük
Aldatılan kişi ile çalışırken bu temel duygu ve düşünce çerçevesinde çalışmak gerekir. Geçici iyi hissetmeler çözüm değil, kalıcı kalıntılara neden olur.
Magazin basınında aldatmalar, birer kötü örnek olmakla beraber özendiricidir. Genelde aldatanın aldattıktan sonraki mutlu hayatı hep verilir. (Pınar Altuğ, Hüsnü Şenlendirici, Cem Hakko, Kaya Çilingiroğlu gibi.) Aslında verilen haberlerde aldatılanın yaşadıklarına da değinilmiş olsa ve aldatanlar yüceltilmek yerine eleştirilmiş olsa özendirici etkisi azalabilir. Kocasını ya da karsını aldatan birinin ertesi gün canlı yayına çıkıp hiçbir şey olmamış gibi program yapması düşündürücüdür.
Her aldatma ilişkiyi bitirir mi ?
Kişinin yaşadığı duygusal travmayla baş edebilme gücü, problemin çözülebilme ihtimali, partnere olan güven, ilişkiyi koruma ve kurtarma isteği birer yol haritasıdır. Önemli olan bitirmek ya da bitirmemek değil, sorunun çözümüdür. Bu aşamalarda doğru insanlar ve kaynaklarla durumu paylaşmak yani üçüncü şahsı doğru seçmek ilişkinin akıbeti açısından önemlidir. Örneğin aldatılan bir kadının feminist bakış açısına sahip bir arkadaşından alacağı en muhtemel öneri “ayrılmasıdır.
Aldatma ile ilişkiyi bitirmek aceleci bir karardır.acele etmeye gerek yok. istediğiniz zaman ayrılabilirsiniz zaten. ama önceli olan devam edilse d bitirilecekse de sağlıklı bir süreç izlenmesidir. ayrıldığında sorunun çözüleceğini düşünenler, ayrıldıktan sonra büyük sıkıntılar yaşarlar. soruların çoğu cevapsız kaldığı için aldatmanın taziyesi uzun sürer. Etkilerinden kurtulmadan, soruların cevabı alınmadan, analiz edilmeden karar alınmaması gerekir.
Neler Yapılabilir ?
Aldatan kişi, bu durumu çözmek ve ilişkiyi toparlamak istiyorsa önce “evet aldattım, bütün kusur bende” demelidir. kabullenme olmadan iyileşme olmaz. tıpkı hastalık gibidir. hasta olduğunu kabul etmeyen ilaç içmez, tedavi olmaz. ve iyileşemez.
Şüphelendiğinizde kurgu yapmak yerine, uygun bir ortam, iletişime açık bir ses tonu ve beden diliyle partnerinizle konuşun.
Hissettiklerinizden bahsedin. Suçlamak ve hesap sormak sadece savunma yaratır.
Eğer aldatıldığınız kesin ise, bunu onunla konuşun. Nedenlerini ve açıklamasını dinlemeden karar vermeyin.
Olayı 3. kişilere anlatmadan önce, kendi aranızda çözmeniz gerekir. Sonuçta anlattıktan sonra ayrılmanız zorunlu hale gelebilir. bazı insanlar sadece olay ortaya çıktığı için ayrılmayı zaruri görev görür. insanların ondan bunu beklediğini sanır. çevrenizdekilerin ; “Neden halen berabersin, daha ne yapmasını bekliyorsun” gibi duyumlar ilişkiye devam etseniz bile sizi rahatsız edebilir.
Aldatılan kişi, her zaman suçu kendinde aramamalıdır. nedenler ne olursa olsun aldatılmak kader değil.
aldatılma sonrası cinselliğe devam etmek, aldatılanın özgüvenini kazanmak ve kaybetmekten korkmasının göstergesidir. cinsellik yaşamaya devam etse de duygusal olarak kendisi ile çatışır. bu süreçte aldatılan istemediği sürece cinsellik yaşanmaması gerekir. aldatılan ise cinselliği koz olarak kullanmamalıdır.
Aldatmak, bir cinsiyet özelliği değildir. Kişinin yetişme tarzı, çocukluğu, sosyal yapının özelliği, evlilikten veya ilişkiden beklentisi bunu belirler. aldatılan kişi, ayrılsa da bu hatay karşı cinsin tümüne yüklemeden çözümlemelidir.
Siz mükemmel bir eş olsanız bile eşinizin sizi aldatması onun sorunu ve özelliğidir. her aldatma %100 evlilik sorunu göstergesi değildir.
aldatmalarda, aldatanın zayıflığını görmezden gelmemek gerekir.
Erkeğin büyütülürken annesi tarafından “aslan oğlum, istediğini yap, sana kız mı yok” gibi telkinleri sadakati azaltır. Hep alternatifi olduğunu ve hep daha iyisini bulacağını düşünür.bu tip narsist benlik gelişimlerine engel olmak için yetiştirme şekillerine dikkat etmek gerekir.
Aldatma bir bağlanma ve bütün olma sorunudur. Bazen sizin hiç bir sorununuz olmasa da aldatılabilirsiniz. Bu durum sizin dışınızda nedenlerden kaynaklanır. Kendinizi suçlamanız sonucu değiştirmez.
Eğer eşinizi aldattıysanız ve tekrar yapmayacaksanız. ama pişman iseniz bunu eşinize anlatın..
“Bir kez aldatan hep aldatır” doğru bir analiz değildir.
Devamlı olarak aldatıyorsanız, siz ve eşiniz için en sağlıklısı ya destek almak ya da ayrılmaktır. Zaman ilerledikçe her iki tarafın da ruh sağlığını bozulabilir.
Eşiniz sizi aldatmış olsa bile bunu çocuklarınız ile asla paylaşmayın.çocukları yanınıza almanız,sizi bu evlilikte her zaman haklı çıkarmaz.
Aldatılmış olsanız bile intikam için aldatmayın. Bu sizin için ileride büyük değersizlik duygusu oluşturur.
Eğer eşinizi aldatıyor ve kendinizi mutlu hissediyorsanız, sizde değersizlik temelli duygular veya gizli bir öfke mevcuttur. Temelde kendini değersiz hissetmeler, belli aralıklarla geçici değer görmeler ile bunu kapatmaya çalışmak yerine psikoterapi almak en sağlıklısıdır.
Aldatma resmi olarak boşanma nedenidir. Cezai olarak, hem aldatan hem de buna neden olan kişiye (3.kişiye)yasalarca ceza öngörülmektedir.
aldatma sonrası yaşanan duygusal ve fiziksel sıkıntılar için destek alınması zorunludur. alkol almak, yok saymak,uykuya dalmak,ilaçlara sarılmak anlık rahatlık verse de taziyenin bitişini sağlamaz.
aldatma olayı, bir ilişki için artçı deprem olarak görülüp ilişikiyi tekrar dizayn etmek için aynı zamanda olumlu bir fırsata dönüştürülebilir. aldatma sayesinde ilişkideki sorunlar, konuşulamayanlar, biriktirilenler ortaya çıkar ve çözümü için adımlar atılır.
aldatma sonrası, en büyük sorun tekrar güvenmektir. aldatan kişi, aldatılanın güven ihtiyacını gidermek için sabırlı olmalı, sık sık sorulacak olan sorulara karşı tutarlı olmalı,pes etmeden cevaplamalıdır. güven sınaması için sizin telefon veya mail adreslerinizi incelemek isterse sadece bir süreliğine izin vermelisiniz. unutmayın, kırılan bir (öz) güvenin bedelsiz tamiri olmaz.
aldatılan kişi, ne kadar merak ederse o kadar derine girer. bir noktadan sonra her şeyi detayına kadar öğrenmekten vazgeçmeli, bildiği kadarıyla kabul etmelidir. aksi taktirde sorunun ve merakın sonun olmadığını bilmelidir.
aldatan kişi, bir an önce herşeyin normale dönmesi için aceleci davranmamalıdır. bu olayı basite almamalıdır.
aldatılan kişi, daha fazla detay talep ederse ,bunlar açıklanmamalıdır. örneğin; eşinizin diğer kişiyle nasıl öpüştüğünü bilmeniz ne sizin ruh sağlığınıza ne evliliğinize bir fayda sağlamaz.
eğer ilişkinizi düzeltmek istiyorsanız; ona karşı net olun. neler beklediğinizi, bundan sonra nasıl bir sistem istediğinizi belirtin. açık ve net olmak iki tarafın da yol haritasıdır.
aldatılan kişi, evliliğindeki ve kişiliğindeki zayıf ve sorunlu kısımları fark etmeli, çözmeyi seçmelidir. Çünkü nedenler değişmedikçe sonuçlar da değişmez.
Serhat YABANCI
Aile-İlişki-Evlilik Danışmanı
0216 371 33 83

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here