
Biten İlişkilerde Pişmanlıklarımızı Nasıl Tamir Edeceğiz?
Bir ilişkide bitişlerdeki pişmanlıklar, hem sonuca hem de ilişkinin sürecine göre değişir. Sonuç boyutunda, kimin bitirdiği pişmanlığı etkiler. Eğer ayrılık kararını haklı nedenlerden dolayı veren sizseniz daha az pişmanlık duyarsınız. Hiç duymazsınız demiyorum. Mutlak olarak, zamanında bitirmediğiniz, emekleriniz için pişmanlıklarınız olacaktır. Ama ortada bir mutsuzluk var ise kimin bitirdiğinin bir önemi yoktur.
Kimin bitirdiğini açıkladıktan sonra diğer pişmanlık içeriği evlilik süreci ile alakalıdır. Evlilikteki fedakârlıklar, emekler, özveriler, boşanma/ayrılma sürecinde size acı verir. Pişmanlıklarınızın temelini oluşturur. Yapılması gereken yerde yapmadıklarınız ile yapılmaması gereken durumlarda da yaptıklarınız, pişmanlığınızın ana bileşenleridir. Biten ilişkiyi geriye dönük analiz ederken öncelikle her olayı zamanına göre yorumlamalıyız.
- İlişkide yaptığınız fedakârlıklardan pişmanlık duymayın. Çünkü ilişkide fedakârlık, çok sevmek, emek vermek, ilişkinin gereğidir. İnsan sonunu düşünerek “İlerde bir gün bu ilişki biter daha az seveyim.” ya da “ Az destek olayım belki bir gün boşanırız.” diye hesap ile ilişki yürütemez.
- İlişkinin akışı içinde yapılanlar, olması gerekenlerdir. “O an onlar gerekiyordu, öyle yapıldı.” demeliyiz.
- İlişkimizi yorumlarken, hep mutsuz ve olumsuzlukları hatırlamak hem gerçekçi hem de sağlıklı değildir. Mesela “10 yıllık evliliğimde hep mutsuzdum.” diyen biri, daha çok pişmanlık duyar ve üzülür. 10 yıl boyunca buna katlandığı için kendini yetersiz hisseder.
- İlişkinin sonunun ne olacağını kestirememe konusunda kendimizi suçlamamalıyız. Hiçbir şekilde normal giden bir ilişkinin sonucu kestirilmez.
- İlişkinin sonunu tahmin etmek, gömleği düğmelerini iliklemek gibidir. Son düğmeye gelmeden yanlış iliklediğinizi fark edemezsiniz. O nedenle de ilişkilerin de sonu, her zaman baştan belli olmaz.
- İlişkiniz ve evliliğiniz için yaptığınız hiçbir şeyden pişman olmayın. Çünkü mutlak olarak aldıklarınız, güzel günleriniz oldu. Onları da düşünmeye çalışın. % 100 mutsuz evlilik yoktur.
Hiç emek vermeden ayrılanlar, daha fazla üzülür.
- Bize en çok acı veren, emeklerimizdir. Emeklerimizi değerlendirirken, o insan için değil, ilişkinin gereği için yapıldığını daha fazla düşünmeliyiz.
- Emek vermek, sizi bir süre pişman hissettirebilir ama suçlu hissettirmez. Suçluluk, pişmanlıktan çok daha ağırdır.
- Emek verdiğiniz için bitişten dolayı kendinizi suçlamazsınız. Ya hiç emek vermeseydiniz? O zaman da “keşkeler” den kurtulamazdınız.
- Bir ilişkide verdiğiniz özveri ve emek, sizin varlığınızı ve kişiliğinizi de yansıtır. Siz, size düşeni yaptınız. Yani kendinize yakışanı yaptınız.
- Son zamanlarda şayet bir şeyler yapmadıysanız, “ bugün bir şey yapmamanızın, dün elinizden gelen her şeyi yapmanızdan” kaynaklandığını unutmayın.
- Her insan, bir ilişkide o an ki tecrübe, bilgi ve yönlendirilmesine göre hareket eder. Yanlışlarınız, hatalarınız için niyetinizi düşünün. Örneğin ilk defa evlenen birinin mükemmel davranmasını beklemek, bekleyenin hatasıdır. Yani pişmanlık ve suçluluk duyduğunuz zamanlar için “ o gün o kadar bilgim ve farkındalığım vardı” demelisiniz.
- Ayrıca karşıdaki istemedikten sonra siz tabiri caizse ağzınızla kuş tutsanız bile bir işe yaramaz. Hiçbir ilişki, tek tarafın çabasıyla sürekli yürümez.Bu nedenle kendinizi suçlamanız, kendinize yaptığınız haksızlıktır.
Pozitif bakarsan mutlu, gerçekçi bakarsan güçlü olursun.
Unutmak mı Affetmek mi kitabımdan. satın almak için tıklayın..