
Ergenlerin kendi dünyalarında olmasını, ülke gündemine, aile kavramına,ilişkiler ve değerlere yabancılaşmasını çoğu kişi onların konforuyla açıklamaya çalışıyor.
Ne zaman konu günümüz çocukları veya ergenlerine geliyorsa “bizim zamanımızdacılar” çıkıyor ortaya.
“Bizim zamanımızda” diye başlayan sözleri açıkcası artık ciddiye almıyor, “bizim zamanımızda” diyen hiç bir yazıyı da okumaya değer bulmuyorum.
Neymiş, zamane çocuklarının herşeyi var, herşeye kolay ulaşıyorlar, yokluk yaşamadılar,zorluk görmediler, tek ayakkabı ile bir yılı geçirmediler de ondan böyle oldular.
“Bizim zamanımızda herşeyin bir değeri vardı.”
Evet sizin zamanınızda eşya çok değerliydi. Ayakkabının ikincisi lükstü. Plasitk top sermaye, futbol topu servetti.
Evet sizin zamanınızda, yokluk enflasyonu yaşanıyordu. Insanlar, yokluklarını yarıştıyordu.
Ekmek güçtü. Fırın ekmeği lükstü.
Ama ;
Sizin zamanınızda çocuk yoktu.
Çocuğun kıymeti yoktu.
Çocuk, kendiniz için yaptığınız,
ilerde size baksın,
tarlada iç gücü olsun,
kavgada eli sopa tutsun, yaşlandığınızda sizer baksın diye yapılırdı.
Çocuk düşerdi, bir tokatta sizin zamandaki annelerden yerdi, niye düştün diye.
Evet sizin zamanınızda sadece maddi yokluk değil, duygusal yokluk da boldu.
Çocuklar sevilmezdi,ayıptı. Çocuklar öpülmezdi görgüsüzlüktü.
Çocuğa sevdiği söylenmezdi, şımarırdı.
Çocuğa oyuncak alınmazdı,çünkü sizin de olmamıştı..
Sizin zamanınızda boşanma da yoktu. Öldürse de nefret etse de beyaz gelinlikli beyaz kefen denklemi vardı.
Sizin zamanınızda eş seçimi de yoktu. Siz seçici değil, sürdücü olabiliyorsunuz.
İşte o sizin zamanınızdaki mutsuz yetişen, ilgi ve sevgiden mahrum bırakılan, ikinci sınıf görülen çocukların çocukları oldu bugün..
“Asla anne-babam gibi olmayacağım” felsefesi ile çocuk büyütenlerin çocukları onlar.
Sizin zamanında ihmal edip, önemsemediğiniz çocukların, “ben yaşamadım bari çocuğum yaşasın” diyen çocukların, çocuklarının dönemi bugün.
Kendi tatminsizliğini, mahrum kalmışlığını çocuğuna herşeyi koşulsuz sunarak gidermeye çalışan , sizin zamanınızın çocukları olan bugünün anne-babaları.
Sizin zamanınızda ezilen kadınların , “kendimi asla annem gibi ezdirmeyeceğim” refleksiyle daha evlenmeden savunmaya geçen kızlarıının çocukları onlar.
Sürekli güçlü olmaya çalışan o neslin çocukları. Kendini gerçekleştirmek için değil, sırf kocasının eline bakmamak, eşne boyun eğmemek için okutulan/çalışan kızların çocukları bunlar.
Bugün sokakta gördüğünüz o çocuklar sizin torunlarınız.
Sizin eseriniz.
Ihmal ettiğiniz, kötü davrandığınız, değersizleştirdiğiniz çocuklarınızın çocukları onlar.
Sizden alamadıklarını, çocuklarına kontrolsüzce sunan anne-babaların çocukları onlar.
Siz mi?
Evet siz de belki daha zor şeylere maruz kaldınız.
Sevgisiz kaldınız. Niye o zaman bu suçlu arayışı?
Ortada bir sorun varsa,en az 3 kuşağın katkısı var.
Kimse kendisini dışarı çekerek,
sorunu görmezden gelerek,
sadece sonuç kısmını eleştirerek temize çıkaramaz.
“Bizim zamanımızda” derken bir daha düşünün. Bir de sizin zamanınızda yaşayanlardan dinleyin.
Bu çocuklar uzaydan gelmedi. Sizin zamanınızda aldı bu temelleri.
Farkın damısın?
Torunun kaderini bile, eşinle olan ilişkinle çocuğunla olan bağınla sen şekillendiriyorsun. Kız çocuğun sana benzeyen biriyle evleniyor. Oğlun da ..
Ve o evlilikteki huzur ve mutlulukda senin yetiştirmenle şekilleniyor..
Şimdi günümüz çocuklarını ve anne babalarını eleştirirken bir daha düşün….
Kimse tamamen masum değil.
Serhat Yabancı
Aile -Evlilik Danışmanı
Yazar
instagram.com/serhatyabanci